Bebekli Kilise
Bebekli Kilise Adana şehrimizin Tepebağ semtinde bulunmaktadır. Saint Paul Church yani Aziz Pavlus Kilisesi ismindeki bu İtalyan Katolik kilisesi, bölge halkının koyduğu isim ile Bebekli Kilise diye tanınmaktadır. Kesin olmamakla birlikte yapılan araştırmalar 1880 ile 1890 yılları arasında yapıldığını göstermektedir.
Musevi Havrası
Adana'da ilk sinagog, 1920’li yıllarda, Gaston Mizrahi’nin Adana Başhahamı sıfatıyla kiraladığı bir yapıda faaliyete geçmiş, daha sonra bir başka kiralık mekâna nakledilmiştir.
Sinagog 1945'li yılların sonuna doğru Gilodo ve Benyeş ailelerinin bağışlarıyla satın alınan mütevazı bir binaya ve nihayet 1981-83'te, iki katlı ve avlulu bugünkü yerine taşınmıştır. 1985 yılında onarılan bina 2007 yılında, malik varisleri İriz Suryano, Ceyda Karasu ve Eli Benyeş tarafından Beyoğlu Musevi Hahamhanesi Vakfı’na bağışlanmıştır.
Yönetimi Neve Şalom Sinagogu Vakfı'na devredilmiş olan sinagog, Temmuz ve Ağustos ayları dışında Şabat (sebt) günleri ibadete açıktır.
Sabancı Merkez Camii
1998 yılında hizmet vermeye başlayan Sabancı Merkez Cami toplam 58.900 m2 alan üzerinde kurulmuş olup, 12.900 m2 kapalı alana sahiptir.
Sabancı Merkez Cami, konumu itibariyle Adana’da bulunan ana arterlerin, demir yolunun ve Adana’yı çevre il ve ilçelere bağlayan yolların kesim noktasında ve yüksek minareleriyle uzaktan görünüyor olması nedeniyle, şehrin adeta sembolü haline gelmiştir. Cami, 28.500 kişiye sağlayabildiği ibadet imkanı ile Balkanlar’ın ve Ortadoğu’nun en büyük camisi olma özelliğine sahiptir.
Seyhan Irmağı kenarında görkemli bir yapıya sahip olan 6 minareli Sabancı Cami'nin 32 metre çapındaki kubbesi sekiz fil ayağı üzerine oturmaktadır. Kubbenin namaz kılınan kottan itibaren yüksekliği 54 metre dir. Ana gövdeye bitişik dört minare 99 metre, son cemaat mahallindeki iki minare ise 75 metre yüksekliktedir.
Şeyhoğlu Camii
Kayalıbağ mahallesinde bulunan bu eser 1758 yılında inşa edilmiştir. Cami hakkında ayrıntılı bilgi mevcut değildir. Bu eserin güneyinde yer alan odalar medreseyi, güney doğusundakiler ise kütüphaneyi oluşturmaktadır. Kütüphane 1218 h. (1803 m.) de Şeyh Dindari Efendi tarafından yaptırılmıştır.
Şefika Hatun Camii
1915 yılında Şefika Hatun isimli bir hayırsever tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı ve tek mekandan oluşan caminin giriş kapısı sivri kemerli olup, dört kademeli kemerin alınlık kısmı cam çerçevelidir. Düzgün kesme taş kullanılmış olup pencerelerde desen şeklinde devam eder. Cephede (Kuzey) kapının sağında ve solunda kemerli birer pencere bulunur.
Memiş Paşa Camii
Türkocağı Mahalles’nde yer alan cami, önceleri Havutluoğlu Mescidi diye anılırken 1825 yılında Adana Valisi Memiş Paşa tarafından onarım yoluyla yeniden yapılması dolasıyla Memiş Paşa adıyla anılmaya başlamıştır. Memiş Paşa Camii yontma taşlarla doğu, batı ve kuzeyinde dördü aşağıda büyük, dördü yukarda küçük olmak üzere olmak üzere sekiz penceresi bulunmaktadır. 27 Haziran 1998 depreminde hasar gören cami, 1998-2004 yılları arasında aslına uygun olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yeniden inşa ettirilmiş ve 2005 yılı başında ibadete açılmıştır.
ALEMDAR MESCİDİ
Başocak Mahallesindedir. 1748’de Alemdar El-Hac Mustafa Hasan Ağa tarafından inşa ettirilmiştir. Kare plan üzerine tek kubbeli olarak kesme taş duvarlardan yapılmış olan mescidin kubbesi oluklu kiremitlerle kaplıdır. Kubbe intikali pandantiflerle sağlanan eserin, beden duvarlarına her kenarda açılmış olan ikişer pencere mekanı aydınlatır.
HASIR PAZARI MESCİDİ
Yağ Camisinin yakınında Hasır Pazarı Sokağı’ndadır. 17. yüzyıldan kalan bu caminin tarihi bilinmemektedir. Klasik Osmanlı mimarisi üslubunda kare planlı küçük kubbeli bir camidir.
Cuma Fakıh Camii
Ulu Cami Mahallesin de Kale Kapısı semtindedir. Cuma Fakih tarafından 1541’de yapılan camiyi, Mehmet Zabit ve Mehmet Arif kardeşler 1891’de onarmışlar dır. Küçük ve basit bir yapı olup, duvarlarında yuvarlak kemerli ikişer penceresi bulunmaktadır.
Ali Dede Mescidi
Ali dede Mahallesi’ndedir. Urfa Valisi Mehmet Paşa tarafından 1704’te, Ali Dede’nin adına yaptırılmıştır. Kare biçiminde tek kubbeli, küçük bir cami olup, 1952 yılında batı duvarı yıkılarak yanına kemerli bir yapı eklenmiş ve cami büyütülmüştür. Son cemaat yeri sivri kemerlerle birbirine bağlanmış sütunlar üzerine oturtulmuş küçük kubbelerle örtülüdür.
Ceyhan Ulu Cami
Ceyhan ilçe merkezinde geniş bir meydan ortasında bulunan Ulu Cami, aynı zamanda Abdülkadir Ağa Camii ismiyle de tanınmaktadır.
1285 H. (1868) tarihinde Koban muhacirlerinden Nogaylardan Abdülkadir Ağa tarafından yaptırılmış olan Ceyhan Ulu Camii, önce üç sıra halinde kıble duvarına paralel beşerden, onbeş kubbeli tuğla bir yapı iken. 1946 yılında mevcut caminin ihtiyaca yetmemesi neticesinde, kıble yönde genişletilerek iki sıra kubbe daha ilâvesi ile yirmibeş kubbeli hale getirilmiştir.
Kozan Hoşkadem Camii
Caminin Kuzey kapısı üzerinde bulunan kitabesinde, Mısır Kölemen Sultanı Melik Zahir Seyfeddin Çakmak ümerasından Emir Aptullah Hoşkadem tarafından 852 H. (1448) tarihinde yaptırılmış olduğu kaydedilmektedir.
Mısır\'da Türk hükümdarlarından olan Seyfeddin Hoşkadem (Es sultan el Meliki Zahir Seyfeddin Hoşkadem en nasır Eruni) unvanı ile 860–872 H. tarihinde hükümdar olmuştur. Camiye bu zat tarafından birçok vakıflar yapılmış olduğu ve bundan dolayı da camiye Hoşkadem ismi verildiği düşünülmektedir.
KEMERALTI (TARSUSKAPI) CAMİİ
Tarsuskapı’dadır (Küçüksaat semti). Kapının kemerinden dolayı, bu camiye sonradan bu ad verilmiştir. Semt de bu caminin adını taşır. Ramazanoğlu döneminde 1548 yılında Savcıoğlu Hacı Mustafa tarafından Savcıoğlu Camii adı ile yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmış küçük bir camidir. Kare biçimindedir. Kuzey ve doğusundaki son cemaat yerleri, ikişer küçük kubbe ile örtülüdür. Sade yapılı ve tek şerefeli minaresi caminin kuzeydoğu köşesindedir. Büyük kubbesi kiremitle kaplıdır. Bugün izleri bile kalmayan medresesinden bir yazıt Adana Bölge Müzesi’nde bulunmaktadır. Çeşitli dönemlerde onarım görmüştür. 1943 yılında, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onartılmıştır.
MESTANZADE CAMİİ
Mestanzade Mahallesi’ndedir. 1682 yılında Ramazanoğlu soyundan Mestanzade Hacı Mahmut Ağa tarafından yaptırılmıştır. 1948 yılında Helvacı Musa oğlu İsmail tarafından camiye bugünkü minaresi eklenmiştir. Kare plan üzerine kesme taşlardan yapılmış olan caminin üzerini kurşunla kaplı küçük bir kubbe örtmektedir. Kubbe intikali pandantiflerle sağlanmakta olup, dışta köşeler yüksek saçaklarla gizlenmiştir. Kuzey cephede beden duvarlarından hafif çıkıntı yapan cümle kapısının yay kemer üzerinde iki katlı ikinci bir kemer cepheyi süslemektedir. Duvarlarında sivri kemerli ikişer pencere bulunmaktadır. 27 Haziran 1998 depreminde hasar gören cami, 1998-2004 yılları arasında aslına uygun olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yeniden inşa ettirilmiş ve 2004 yılı içeresinde ibadete açılmıştır.
Hasan Ağa Camii
Ali Ağa Mahallesi’ndedir. Klasik Osmanlı dönemi mimarisinin Adana’daki tek örneğidir.
Camiyi 1558 yılında Ramazanoğlu Halil Bey’in kölesi Abdullahoğlu Hasan Kethüda ile azatlı kölesi Atike yaptırmıştır. Planını Mimar Sinan’ın yaptığı söylenir. İki bölümden meydana gelen son cemaat yeri, klasik Türk mimarisinde görülen stalaktitli sütun başlıklarının taşıdığı sivri kemerlerle üç bölüme ayrılmakta ve bölümler üzerini küçük kubbeler örtmektedir. Camii esas mekanına son cemaat yerinden girilmekte olup, kare plandaki mekanı köşe trompları ile intikali sağlanan yüksek kasnaklı bir kubbe örtmektedir. Giriş kapısının kuzey duvarı bitişiğinde Lale Devri üslubunu andıran oymalı süslemeler vardır. Müezzin mahfili ve mihrabı ağaçtandır. Siyah ve beyaz mermerlerle süslüdür. Minberi de aynı cins mermerlerle yapılmıştır. Tek şerefeli minaresi 1730 yılında yapılmıştır. Kesme taştan sade ve klasik üsluptadır. Caminin güney duvarında 1671 yılında Adana’ya gelen Evliya Çelebi’nin imzasını taşıyan bir yazıt bulunmaktadır. Ulu Camii’nin yapımını yöneten Hasan Kethüda buradan artırdığı malzeme ile, daha güzel olan bu camiyi yaptırmıştır. Söylentiye göre buna kızan Rmazanoğlu Piri Mehmet Paşa da onun başını kestirmiştir. Cami, 1813 yılında büyük bir onarım görmüştür.
Ulu Camii
Ulu cami büyüklüğü ve tarihî açısından Adana'nın önemli eserleri arasında gösterilmektedir. Selçuklu, Memlûklu ve Osmanlılar devrine ait mimarî karakterleri üzerinde toplayan bu eserin üç ayrı kitabesinden, ilk defa 1513 yıllarında Ramazan oğlu Halil Bey tarafından inşasına başlandığı, 1541 yılında Halil Beyin oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından bitirilerek ibadete açıldığı anlaşılmaktadır. Esas binanın batı tarafındaki giriş kısmının, Ramazan oğlu Halil Beyin yaptırdığı bilinmektedir. Giriş kapısının üzerinde kademeli bir sistemle yukarı doğru sivrilen stalâktitli konik çatının Selçuklu mimarisi karakterinde yapılmış olması, XVI. yüzyılda küçük bir beylik halinde bulunan Ramazanoğullar’ının burada önce küçük bir mescit yaptırdığı fakat daha sonra Beyliğin büyümesi ve mescidin yeterli olmaması ile bugünkü esas binanın yapılmış olduğu düşünülmektedir. Bütünüyle 34,50 x 32,50 m. ölçüsünde, kareye yakın dikdörtgen. plânlı olan Ulu Caminin, batı ve doğu yönündeki iki büyük kapısından avluya girilmektedir. Caminin esas ibadet mekânına ilâveten, bölgenin sıcak oluşu ve daha fazla cemaatin ibadet etmesi düşünülerek avlunun bir kısmı ahşap örtü sistemi ile kapatılarak büyük bir son cemaat yeri haline getirilmiştir. Doğu cephedeki avlu kapısında ve caminin esas mekânının cephesinde, siyah ve beyaz mermer levhalar kullanılarak cephe görünüşüne renk katılmıştır. Yarı sivri kemerlerin konturları stalâktit ve bitki motifleri ile süslenmiştir. Enine uzanan dikdörtgen plândaki esas ibadet mekânı, Kıble duvarına paralel konmuş 4 sütun ile iki nef (şahın) teşkil etmekte ve sütunlar hafif sivri kemerlerle birbirine bağlanmaktadır. Kıble duvarında etrafı siyah mermerden yapılmış bir bordürle çevrilen mihrabı ile bilhassa caminin Kıble duvarını kaplayan XVI. ve XVII. yüzyıla ait Çinileri ilk bakışta dikkati çekmektedir. Adana Ulu Camisi, son cemaat mahalli formundaki harimin batısındaki dikine mekânı ile Adana Hasan Ağa Camisi, Adana Kemeraltı Camisi ve Ceyhan Kurtkulağı Köyü Camisi gibi bazı mahalli eserleri etkilemiştir.
Yeni Camii
Kuruköprü’den Küçük Saat’a giden Özler Caddesi üzerindedir. Küçük bir camidir. Üç satır halinde sülüs hatla yazılı kitabesinden (1724) yılında Abdürrezzak Antaki adlı Antakyalı bir zengin tarafından yaptırılmıştır. Minaresi de diğer bir kitabesine göre de 1142 H. (1729) tarihinde Aptullah Bin Ali Beşe tarafından minaresi yaptırılmıştır.
Bütünüyle dikdörtgen planda olan yapının üzerini, iç mekanda iki paye ve iki sütunun taşıdığı beşerden on kubbe örtmektedir. Paye ve sütunlar mekanı kıbleye paralel iki nefe ayırmakta ve bu destek sistemi sivri kemerlerle birbirine bağlanmaktadır. Gerek plan şeması ve gerekse mekan konstrüksiyonu itibariyle tipik ulu camilere dahil olan eserin beden duvarları ve minaresi, Adana Ulu Cami’inde de olduğu gibi Kahire’deki bazı Memlük yapılarını hatırlatmaktadır.
Yağ Camii
Eski Belediye Caddesi üstünde Büyük Çarşı semtinde olup, bitişiğindeki medrese ile birlikte bir külliye teşkil etmektedir. Evvelce bir kilise iken, camie çevrilmiş olan bu yapının asıl adı Eski Camidir.
Evliya Çelebi Seyahatname’sinde de Eski Cami diye bahsedilmekte ise de; cami’in kapısı önünde vaktiyle yağ pazarı kurulmuş olduğundan Yağ Camii adını almıştır. Cami’nin hemen bitişiğinde yer alan medrese kapısı üzerindeki kitabede, eserin 1501 yılında Ramazan oğlu Halil Beyin emri ile camiye çevrildiği ve bu tarihten 57 yıl sonra da buraya Piri Paşa tarafından medresenin yaptırıldığı okunmaktadır. Minarenin inşası ise kilisenin camiye çevrilişinden 24 yıl sonrasına, yani 1525 yılına rastlamaktadır.
Akca (Ağca) Mescit
Adana’nın en eski Türk yapısı olarak bilinen Akça (Ağca) mescit, Ulu Cami Mahallesinde ve Ulu Cami’ye 60 metre mesafede, 2. Sokakla 4. Sokağın kesiştiği köşede bulunmaktadır. Ramazanoğlu Şahabeddin Bey zamanında Türkmen beylerinden biri olan Ağcabey tarafından yaptırılmış olduğu için bu adı almıştır. 1930′lu yıllarda müze deposu olarak kullanılan yapı, 1964′te ve 1998 depreminde ciddi ölçüde hasar gördükten sonra 2004′te Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamir ettirilmiştir.
Alemdar Camii
Alemdar Camii, Adana’nın Beş Ocak Mahallesinde 34. Sokak’ta bulunmaktadır. Kare plan üzerine kesme taş duvarlardan yapılmış olan eser, kitabesine göre 1162 H. (1748) tarihli olup; mimarı Alemdar el-hac Mustafa Hasan Ağadır. Tek kubbeli küçük camiler arasında yer alan Alemdar Camii’nin, beden duvarlarındaki kesme taş işçiliğinden başka büyük bir sanat değeri bulunmamaktadır. Bölgeye has özellikte mekanı örten kubbe, oluklu kiremitlerle kaplanmıştır. Kubbe intikali pandantiflerle sağlanan eserin beden duvarlarına her kenarda açılmış olan ikişer pencere mekanı aydınlatır.
Mestanzade Camii
Kendi adını taşıyan mahallede bulunan Mestanzade Camii, Mestanzade Hacı Mahmut Ağa tarafından 1093 H. (1682) tarihinde inşa ettirilmiştir. Eserin yapılışına ait bir kitabesi yok ise de ilk inşasından sonra birkaç defa yapılmış olan onarımlardan birine ait tamir kitabesi bulunmaktadır.
En son olarak 1948 yılında Helvacı Musa oğlu İsmail Çankaya tarafından camiye, bugünkü minaresi ilave edilmiştir. Mestanzade camii ve camiden biraz ilerde bulunan Mestan hamamına ait bir de vakfiye mevcut olup, bu vakfiyede belirtildiğine göre, cami ve hamam H.1093 (1682) tarihinde Ramazanoğulları’ndan Hacı Mahmut Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Yeşil Camii
Tepebağ Mahallesi 20. Sokakta Gazi İlkokulu yanında bulunan Ye¬şil Mescit, Gencizadeler tarafından 1165-1167 H (1746-1748) tarih¬leri arasında inşa edilmiştir. Mescidi örten kubbenin üzerindeki kitabede 1165 H. tarihi ile mescidin banisi Hacı Mahmud’un ismi yer almaktadır. Mescit, içini örten kubbenin üzerindeki kiremitlerin yeşil oluşundan dolayı Yeşil Mescit ismini almıştır. Plânı araziye uydurma zorunluluğu sebebi ile, altına bir de bodrum kat yapılmış olup, esere doğu duvarın uzantısı ve mescidin yan duvarı boyunca devam eden avlu duvarının sonunda ki yay kemerli bir kapıdan girilmektedir.
KURTKULAGI CAMİİ
Bu cami 1601 yılında Haydar Ağa tarafından yaptırılmıştır. 1659 yılında yanına bir de kervansaray (kurtkulağı kervansarayı) eklenmiştir. Caminin yeri ceyhan'ın kurtkulağı köyündedir.
Tahtalı Camii
|